20 GÜNDE NE DEĞİŞTİ DE MERA ALANI MADEN ŞİRKETİNE VERİLDİ?

– CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AHMET AKIN’DAN MERA KARARINA TEPKİ- 20 GÜNDE NE DEĞİŞTİ DE MERA ALANI MADEN ŞİRKETİNE VERİLDİ?- HAKKANİYETLİ KARAR ALINANA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “20 günde ne değişti de 100 bin metrekarelik mera hayvan sahiplerinin elinden alınıp maden şirketine verildi? Bu ne yaman çelişkidir!” diye tepki gösterdi. Şubat ayında yaşanan atıkların toplandığı havuzun çökmesi ve tarım alanlarına zarar vermesi ile gündeme gelen Balıkesir Ayvalık ilçesine bağlı Karaayıt Mahallesindeki demir madeni bu kez de atıkları tahsis edilen mera alanı ile gündeme geldi. Balıkesir Mera Komisyonu, 9 Nisan’da demir madeni şirketinin atık deposu olarak kullanmak istediği alanı “Mahallelerin hayvan varlığı bakımından mera varlıklarının yetersiz olduğu anlaşıldığından” Ayvalık’ın Karayıt Mahallesi sakinlerinin kullanımında kalmasına karar vermişti. Şirketin, 26 Nisan’da Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne yaptığı itiraz üzerine İl Mera Komisyonu 29 Nisan’da toplanarak, verdiği kararı 20 gün sonra değiştirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Balıkesir’de mera alanlarının giderek azaldığını belirterek, hayatını hayvancılıkla, tarımla kazanan insanlarının ekmeğine, sağlığına yapılan bu müdahalelerin yanlış tarım, çevre ve madencilik politikalarının ürünü olduğunu söyledi. Akın, “Ne değişti de 20 gün sonra ‘mahallelinin hayvan varlığı bakımından mera varlıklarının yetersiz olduğu’ kararından vazgeçildi. 20 günde yeni meralar mı ortaya çıktı? Yoksa kararları değiştirecek başka gelişmeler mi oldu? Bunların ilgili bakanlıklar tarağından denetlenip sorgulanması lazım. Bu kararın peşini bırakmayacağız. Hakkaniyetli bir karar alınana kadar takipçisi olacağız” diye konuştu.

‘YATIRIMLARA, MADENCİLİĞE DEĞİL TALANA, ÇEVRE KATLİAMLARINA KARŞIYIZ’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Mera Kanununun  “Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, sınırları daraltılamaz” hükümlerini hatırlatarak, “Kimse aklına bizim madenciliğe, yatırımlara karşı olduğumuzu aklına getirmesin. Biz, madenciliğe karşı değiliz. Ancak kurnazlıkla yapılan halkın gelirinden, doğanın zenginliğinden çalınanlara, talana, çevreyi umursamadan yok eden zihniyete karşıyız. Türkiye’de madencilik sektöründe uygulanan yanlış politikalar nedeniyle doğa ve çevre zenginliğimiz adeta talan edilmekte, insan sağlığı tehdit altında kalmaktadır. Bu yıkımın sebebi sürdürülebilirlikten uzak, sadece ticari ve kayırmacı anlayış üzerine kurulmuş enerji ve madencilik politikalarıdır” değerlendirmesinde bulundu.