UTANÇ VERİCİ TARİH 12 EYLÜL
12 Eylül öncesi ülkede ciddi bir güvenlik sorunu da vardı. Üniversiteler değişik siyasi görüşler tarafından art arda basılır ve öğrencilerin üniversiteyi boykot etmeleri için baskı uygulardı. Darbe gününden bir gün önceki gazeteler Eskişehir’de kahvenin tarandığını ve bir kişinin öldüğünü, Ankara’da ev basan teröristlerin 2 kişiyi öldürdüğünü, Mersin’de sinema kuyruğunun tarandığını ve 4 kişinin öldüğünü, İstanbul, Gaziantep ve Malatya’da 1’er kişinin öldürüldüğünü yazar.
12 Eylül öncesi dönemin son Başbakanı Süleyman Demirel’in “70 sente muhtacız” sözü ile özetlenen dış ticaret açığındaki artış ve döviz darboğazı; işsizlik, kıtlık ve iş yeri anlaşmazlıkları ile beraber ekonomik sebepleri oluşturur.
Bu müdahale ile Süleyman Demirel’in Başbakan’ı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askerî dönem başladı. Bu dönem yaklaşık dokuz yıl sürdü. 12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askerî üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.
Türkiye’de devam edilen kayıplar, ceza evlerinin dolup taşması, işkencelere maruz kalması… 12 Eylül dönemini Türkiye açısından, kaybedilen yıllar olmasına yol açmış ve demokraside gerileme yaşanmıştır. Her şey kaybedildi, mühim olan insanlığında kaybedildiği bir dönemdi.
Cezaevlerinde işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi öldü. 48 kişi (24 adli suçlu, 15 sol, 8 sağ, 1 ASALA militanı) idam edildi. 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi askerî mahkemelerce yargılandı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Türkiye’de 12 Eylül 1980 Darbesi’ne giden süreç (1978-12 Eylül 1980); Türkiye’de siyasi, ekonomik, sosyal krizlerin yaşandığı ve 4.250’den fazla kişinin öldürüldüğü dönemdir. “Örtülü iç savaş” olarak da tanımlanmıştır.