Site Rengi

DOLAR 32,3112
EURO 35,0005
ALTIN 2.449,99
BIST 10.173,42
Ayvalık Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Balıkesir 22°C
Az Bulutlu
Balıkesir
22°C
Az Bulutlu
Çar 23°C
Per 28°C
Cum 27°C
Cts 27°C
Reklam
Reklam

MARAŞ KATLİAMI’NIN ACILARI HALEN SÜRÜYOR

MARAŞ KATLİAMI’NIN ACILARI HALEN SÜRÜYOR
Reklam
19.12.2021
403
A+
A-

“19-24 Aralık  1978 Maraş Katliamı’nın bugün 43. yıldönümü.”

Kahramanmaraş, bağrında büyük medeniyetleri barındırmıştır. Farklı kültürlerin ve her din ve felsefeden insanların bir arada yaşama erdemine sahip olduğu, kadim şehirlerin başında geliyor.

19 Aralık 1978 günü bir sinemanın bombalanmasıyla başlayan ve kısa süre içinde bir iç savaşa dönüşen şiddet olaylarında, toplam 111 kişi hayatını kaybederken,176 kişi de yaralandı.  Alevi,Sunni ayrımının körüklenmesiyle çıkan ve 26 Aralık’a kadar süren çatışmalar sonrasında 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi.

Reklam

Sanıkların yargılanması ve sıkı yönetim mahkemelerinde açılan davalar 1991 yılına kadar sürmüş olup, çoğunlukla sağ ve aşırı sağ görüşlü olarak nitelenen toplam 804 kişi hakkında dava açılmış, sanıklardan; 29 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1-24 yıl arasında hapis cezaları ile cezalandırılmıştır. İdam ve müebbet hapis cezaları dışındakilere 1/6 oranında cezai indirim uygulanmış ve cezaları azaltılmıştır.

Sıkı yönetim mahkemesinin kararı Yargıtay tarafindan bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda idam cezaları uygulanmamıştır. Ceza alanların cezaları da; 1991 yılında çıkarılan Terörle Mücadele Kanunu nedeniyle, ertelenerek serbest bırakıldılar.

Bu kişilerden bazıları daha sonra milletvekili olarak TBMM çatısı altında yer aldılar. Olaylardan sonra Maraş`ta yaşanan yoğun göç nedeni ile sol görüşlü yurtaşların ve Alevi yurttaşların yüzde 80’inin Maraş’ı terk ettiği tahmin ediliyor.

Reklam

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in deyimiyle, ”Askeriye’nin bilerek olaylara müdahale etmemesiyle büyüyen, unutulmayacak vahim görüntülere neden olan ve yine askeriye’nin olaya el koymasıyla biten acı olaylar zinciri.” Diyerek acısını belirtmişti.

“MARAŞ’TAKİ OLAYLAR BİR GECEDE YA DA GÜNDE BİRDENBİRE MEYDANA GELMEDİ.”

Alevilere uygulanan katliamlar, gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde olsun yeterince sorgulanmadı. Bunu hem devlet ve yönetenler,hem de sağ duyulu vatandaşlarımız özlerinde bu sorgulamayı yapmalıdırlar. Maraş’taki olaylar bir gecede ya da günde birdenbire meydana gelmedi. O günün basını incelendiği zaman olayların perde arkasının günler öncesinden hazırlandığı anlaşılıyor. Alevi evlerinin işaretlenmesi olayın son anlarını ortaya koyuyor.

Peki, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) bu kadar açıkça yürütülen saldırı hazırlıkları karşısında neden birşey yapamadan sessiz kaldı? Devletin başta gelen görevi vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak değil mi?

“OLAYLARIN GÜN,GÜN KATLİAMA DÖNÜŞMESİ”

20 Aralık’ta Alevilerin oturduğu bir kıraathane bombalanmış, 21 Aralık’ta iki TÖB-DER’li öğretmen katledilmiştir. 22 Aralık’ta cenaze töreni sırasında halka saldıranlar, kalabalığı dağıttıktan sonra kent merkezine yürüyüşe geçtiler. Polis engeli ile karşılaşmadan kent merkezinde bulunan Alevilerin işyerlerine kadar gelip hem işyerlerini tahrip ettiler hem de  üç vatandaşı katlettiler. 23 Aralık’ta ‘polis ile halk çatışmasını önlemek gerekçesiyle kentteki bütün polisler devre dışı bırakılmıştı. 24 Aralık’ta çevre köy ve ilçelerden getirilen silahlı faşist grupların takviyesi ile Alevi vatandaşların yaşadığı mahalleler önce tarandı ve bombalandı. Bu mahalleler daha sonra kuşatma altına alındı.

Vatanına, milletine ve Cumhuriyete sahip çıkan bu toplumun suçu neydi? Alevi olmak mı? Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın en önemli maddelerinden olan ‘İnanç ve Vicdan Özgürlüğü’ yani laiklik süs olsun diye mi yazılmıştı. Laiklik bu ülkenin can damarı değil mi?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.