ADIM, ADIM 12 EYLÜL’E DOĞRU !!! “Ecevit’in yerine Demirel geliyor”
Dış cephedeki tablo özetle buydu. Ecevit’in yerini Demirel aldı. Kısırdöngü sürüyordu. 1979 Kasım’ında güvenoyu verildi Demirel’e. Generaller yapacakları darbenin niteliği ve zamanlamasını konuşmak üzere İstanbul’da buluşmuştu. Demirel’in başbakanlığında kurulan azınlık hükümetini Milliyetçi Hareket Partisi ve Milli Selamet Partisi dışarıdan destekliyordu.
“100 gün” planı açıklandı.
Yeni hükümet yüz gün içinde belirlediği iki önemli sorunu; “anarşi ile enflasyonu” çözme sözü verdi. Demirel zaman kazanmaya çalışırken, komutanlar da Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ü bir mektupla uyardı. Hemen o mektubun üzerine 1980’in ilk günü Çankaya’da bir görüşme yapıldı. Ordu ABD gezisi sonrası, ne kadar ciddi olduğunun mesajını veriyordu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi
Kaosu tırmandıran ise Cumhurbaşkanlığı seçimi bunalımı oldu. Korutürk’ün görev süresi dolmuş, Meclis’teki en büyük iki partinin liderleri henüz cumhurbaşkanlığı için aday bile belirlememişlerdi.
Adaylar son anda bulundu. Ancak seçimler sırasında hiçbiri Cumhurbaşkanı olmak için “yeter oyu” alamıyordu… Meclis onlarca defa tekrar oylama yaptı. Fakat bir türlü yeni Cumhurbaşkanı seçilemedi.
Bayrak Operasyonu
Genelkurmay “Bayrak Operasyonu” için bastı düğmeye. Haziran’da Evren, kuvvet komutanları ile Genelkurmay II. Başkanı Öztorun’u çağırmış ve kod adı “Bayrak Harekâtı” olan bir darbenin 11 Temmuz 1980’de gerçekleştirilmesini bildirmişti. Sabahın dördünde ordu harekete geçecekti. Ancak Temmuz’da Süleyman Demirel hükümeti güvenoyu alınca darbe ertelendi. Çorum olaylarının yankıları henüz dinmemişken bu kez gözler Karadeniz’e çevrildi. Devrimci Yol’un bağımsız adayı Fikri Sönmez demokratik yollarla Fatsa belediyesinin başına geçmişti. Belediye; halk komiteleri şeklinde örgütlenince Evren duruma el attı ve küçük terör odakları diye tanımladığı ilçeye nokta operasyonu düzenledi. Belediye Başkanı dâhil 300 kişi gözaltına alındı, sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Takvim yaprakları 12 Temmuz 1980’i gösteriyordu.
12 Eylül sabahı
Aradan iki ay geçti.
12 Eylül sabahı…Önce radyo anonsları ardından televizyondaki o meşhur görüntü. Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in de aralarında yer aldığı dört kuvvet komutanını televizyonda görenler ordunun yönetime el koyduğunu anlamakta zorlanmamıştı.
Kaos o gün için durulmuş gibi göründü. Ama faşist darbenin etkisi yıllar sürdü. Temel insan hakları ve demokrasi askıya alındı; siyasetin kapısına kilit vuruldu. İşkencelerde 171 kişi öldürüldü, 50 kişi idam edildi, 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon kişi fişlendi. Türkiye aradan 39 yıl geçmesine rağmen hala o dönemin izlerini silmeye çalışıyor, o dönemin bugüne taşıdığı sorunlarla boğuşuyor.